İstanbul'un Sahil Kasabası
Taa kaç gün öncesinden belirlemiştik buraya gitmeyi. Nasıl gideceğiz diye düşünüp duruyorduk ama ne yazık ki bizim kaldığımız yere çok uzak. Gidecek arkadaşlara tavsiye: Kesinlikle yol gözünüzde büyümesin çünkü o kadar yol çekmeniz her şeyiyle değiyor. Oraya vardığınızda adeta İstanbul dışına çıkmışsınız gibi hissediyorsunuz.Peki bu kadar laf dedikte neresi burası?? İşte burası İstanbul'daki cennetlerden biri: Anadolu Kavağı. Bu kadar övülecek neyi var derseniz neyi yok ki! Mis gibi havası, ormanı, tarihi kale, manzara, deniz yani kısacası aranılacak her şey.
İlk ulaşımdan bahsetmek istiyorum. Öyle uzak olabilir ama ulaşım açısından çok fazla alternatifiniz var. Biz giderken farklı, gelirken farklı denedik.İkisinde de manzaraya doyuyorsunuz ama :). Ulaşım yollarını şu şekilde sıralayabiliriz:
1) Marmaray'da Üsküdar durağında indikten sonra Mihrimah Sultan Camii karşısındaki otobüs duraklarından 15KÇ veya 15ŞN otobüsleri kalkıyor.Bunlardan birine binin ve Kavacık Dörtyol veya Otağtepe Caddesi durağında inin ve 15A otobüsüne binin. ( Biz Otağtepe Caddesi'nde indik ve yolun karşısındaki otobüs durağında bekleyip 15A otobüsüne bindik. ) Sizi Anadolu Kavağı'na götürecek otobüs bu otobüs. 15A'nın son durağına kadar gideceksiniz.
2) Sarıyer'den Anadolu Kavağı'na İDO'nun seferleri var.Yenikapı-Hacıosman metrosuyla Hacıosman durağında (son durak) inip ordan kalkan Sarıyer'e giden otobüslere bineceksiniz. Sarıyer Anadolu Kavağı-Rumeli Kavağı iskelesinden de vapurlara bineceksiniz.Ancak öyle normal şehir hatlarındaki vapurlar kadar sık değil. Eğer bu hattı kullanacaksanız internetten bakıp saatlerine ona göre binin. Vapurla Sarıyer'den direkt geçerseniz Anadolu Kavağı'na 10 dakika sürüyor ancak bazı seferlerde Rumeli Kavağı'na da uğruyor, uğradığı zaman en fazla 25 dakikaya toplamda Anadolu Kavağı'na ayak basmış olursunuz.
3) Eminönü'nden boğaz hattı varmış ben gitmeden önce araştırdığımda.Ancak bu biraz sizin için tuzlu olabilir. Çünkü paso veya akbil geçmiyor bu vapurlarda, biletle binmeniz gerekiyor.
Ve sonunda vardınız. Bana kalırsa direkt ilk gördüğünüz yere oturmayın yemek için.Önce biraz dolaşın, keyfini çıkarın oranın dimi :). Otobüsten indiğiniz yerde öyle yemek dışında pek bir şey yok açıkçası. Biz dolaştık ama bulamadık. Direkt Yoros Kalesi'ne çıkalım dedik. İtiraf etmeliyim bayır yukarı çok yol çıkıyorsunuz. İki yol var kaleye ulaşmanız için: Biri arabaların kullandığı diğeri de kafelerin içinden geçtiğiniz. Aşağıdaki resimde gördüğünüz gibi yeşil olanı arabaların kullandığı (yaya çıkacaksanız bu yol uzun olanı), kırmızı olanı ise kafelerin olduğu. Benden söylemesi eğer yürüyecekseniz çokkkkk yoruluyorsunuz. Ama şunu da yapabilirsiniz: Otostop çekip ya da rica edip arabalardan biri sizi yukarı çıkartabilir, çıkarken göremediğiniz o manzarayı,sessizliği inerken de böylece yaşarsınız (hem de yorulmadan).
Yürüdüyseniz eğer o kadar meşakkatli yoldan sonra nihayet kaleye varabildiniz ve dilediğinizce manzaranın tadını çıkartabilirsiniz artık. Bu kadar yol geldiğiniz yerin olayı ne derseniz hemen şöyle aklınızda kalabilecek sizi de boğmayacak şekilde birkaç tarih dersi vereyim. Yoros Kalesi, Ceneviz Kalesi olarak da biliniyor. İsminden Cenevizlerin yaptığını anlayabilirsiniz bu kaleyi ancak gerçek böyle değildir. Kale Bizans tarafından yapılmıştır ve 1300' lü yılların başında Türklerin eline geçmiştir. Türkler ellerinde uzun süre tutamamışlar kaleyi ve 1348' de Cenevizler ele geçirmiştir. Uzun süre Cenevizlerin elinde kaldığı için de Ceneviz Kalesi olduğu inancı doğmuştur. Osmanlı döneminde İstanbul'un fethi ile kale tekrar Türklerin eline geçmiştir. Buradan da gördüğümüz gibi kale tarih boyunca çok sık el değiştirmiştir.
Yemeği unutmadan, Anadolu Kavağı'nın waffle ve balıkları meşhur. Zaten gittiğinizde siz de göreceksiniz ki adım başı balık restoranı var. Fiyatları merak edenler için ise hamsi (tabakta) 15 TL, balık ekmek 6 TL gibi. Aklımda balık fiyatlarından sadece bunlar kalmış :). Biz Yoros Kafe'de (kalenin oradaki kafelerden biri) gözleme yemiştik (cidden güzeldi gözlemesi ve 7 TL), ondan çok aç olmadığımızdan aşağıda waffle yedik. Waffle, Ortaköy Waffle gibi ancak fiyatı biraz daha uygundu: 13 TL (Biz öğrenciyiz falan dedik, 10 TL'ye indirdik ama ;) ).
Bir sürü şey anlattık, peki nerede bu kadar güzel olan yerin fotoğrafları diyorsanız:
Not 1: Bu arada salıncakta sallanıp bağırarak iğrenç sesimizle söylediğimiz şarkılar için önümüzden geçen herkesten özür dilerim :)).
Not 2: Tabi ki fotoğraf çekeceksiniz ama fotoğraf çekeceğim diye manzaranın tadını çıkartmayı unutmayın sakın!!
İlk ulaşımdan bahsetmek istiyorum. Öyle uzak olabilir ama ulaşım açısından çok fazla alternatifiniz var. Biz giderken farklı, gelirken farklı denedik.İkisinde de manzaraya doyuyorsunuz ama :). Ulaşım yollarını şu şekilde sıralayabiliriz:
1) Marmaray'da Üsküdar durağında indikten sonra Mihrimah Sultan Camii karşısındaki otobüs duraklarından 15KÇ veya 15ŞN otobüsleri kalkıyor.Bunlardan birine binin ve Kavacık Dörtyol veya Otağtepe Caddesi durağında inin ve 15A otobüsüne binin. ( Biz Otağtepe Caddesi'nde indik ve yolun karşısındaki otobüs durağında bekleyip 15A otobüsüne bindik. ) Sizi Anadolu Kavağı'na götürecek otobüs bu otobüs. 15A'nın son durağına kadar gideceksiniz.
2) Sarıyer'den Anadolu Kavağı'na İDO'nun seferleri var.Yenikapı-Hacıosman metrosuyla Hacıosman durağında (son durak) inip ordan kalkan Sarıyer'e giden otobüslere bineceksiniz. Sarıyer Anadolu Kavağı-Rumeli Kavağı iskelesinden de vapurlara bineceksiniz.Ancak öyle normal şehir hatlarındaki vapurlar kadar sık değil. Eğer bu hattı kullanacaksanız internetten bakıp saatlerine ona göre binin. Vapurla Sarıyer'den direkt geçerseniz Anadolu Kavağı'na 10 dakika sürüyor ancak bazı seferlerde Rumeli Kavağı'na da uğruyor, uğradığı zaman en fazla 25 dakikaya toplamda Anadolu Kavağı'na ayak basmış olursunuz.
3) Eminönü'nden boğaz hattı varmış ben gitmeden önce araştırdığımda.Ancak bu biraz sizin için tuzlu olabilir. Çünkü paso veya akbil geçmiyor bu vapurlarda, biletle binmeniz gerekiyor.
Ve sonunda vardınız. Bana kalırsa direkt ilk gördüğünüz yere oturmayın yemek için.Önce biraz dolaşın, keyfini çıkarın oranın dimi :). Otobüsten indiğiniz yerde öyle yemek dışında pek bir şey yok açıkçası. Biz dolaştık ama bulamadık. Direkt Yoros Kalesi'ne çıkalım dedik. İtiraf etmeliyim bayır yukarı çok yol çıkıyorsunuz. İki yol var kaleye ulaşmanız için: Biri arabaların kullandığı diğeri de kafelerin içinden geçtiğiniz. Aşağıdaki resimde gördüğünüz gibi yeşil olanı arabaların kullandığı (yaya çıkacaksanız bu yol uzun olanı), kırmızı olanı ise kafelerin olduğu. Benden söylemesi eğer yürüyecekseniz çokkkkk yoruluyorsunuz. Ama şunu da yapabilirsiniz: Otostop çekip ya da rica edip arabalardan biri sizi yukarı çıkartabilir, çıkarken göremediğiniz o manzarayı,sessizliği inerken de böylece yaşarsınız (hem de yorulmadan).
Yürüdüyseniz eğer o kadar meşakkatli yoldan sonra nihayet kaleye varabildiniz ve dilediğinizce manzaranın tadını çıkartabilirsiniz artık. Bu kadar yol geldiğiniz yerin olayı ne derseniz hemen şöyle aklınızda kalabilecek sizi de boğmayacak şekilde birkaç tarih dersi vereyim. Yoros Kalesi, Ceneviz Kalesi olarak da biliniyor. İsminden Cenevizlerin yaptığını anlayabilirsiniz bu kaleyi ancak gerçek böyle değildir. Kale Bizans tarafından yapılmıştır ve 1300' lü yılların başında Türklerin eline geçmiştir. Türkler ellerinde uzun süre tutamamışlar kaleyi ve 1348' de Cenevizler ele geçirmiştir. Uzun süre Cenevizlerin elinde kaldığı için de Ceneviz Kalesi olduğu inancı doğmuştur. Osmanlı döneminde İstanbul'un fethi ile kale tekrar Türklerin eline geçmiştir. Buradan da gördüğümüz gibi kale tarih boyunca çok sık el değiştirmiştir.
Yemeği unutmadan, Anadolu Kavağı'nın waffle ve balıkları meşhur. Zaten gittiğinizde siz de göreceksiniz ki adım başı balık restoranı var. Fiyatları merak edenler için ise hamsi (tabakta) 15 TL, balık ekmek 6 TL gibi. Aklımda balık fiyatlarından sadece bunlar kalmış :). Biz Yoros Kafe'de (kalenin oradaki kafelerden biri) gözleme yemiştik (cidden güzeldi gözlemesi ve 7 TL), ondan çok aç olmadığımızdan aşağıda waffle yedik. Waffle, Ortaköy Waffle gibi ancak fiyatı biraz daha uygundu: 13 TL (Biz öğrenciyiz falan dedik, 10 TL'ye indirdik ama ;) ).
Bir sürü şey anlattık, peki nerede bu kadar güzel olan yerin fotoğrafları diyorsanız:
Eğer Sarıyer'den vapurla gelirseniz indiğiniz yerde sizi bu görüntüler karşılayacak.
Orayı dolaşmak isterseniz biraz karşılaşabileceğiniz iki bina. Kamara yazan bina hediyelik eşya satan bir yer. Binanın dışından da görüldüğü gibi kuklalar, bebeklerle dolu. İçine giremedik biz ama, kapalıydı :( . Pembe olan konağa ise bittim yalnız söylemeden edemeyeceğim <3
Veee işte son olarak kaleden birkaç ufak manzara :))
Eğer bolca dinlenirseniz kafelerin içinden aşağı inerken enerjiniz dolu olarak bizim gibi eğlenebilirsiniz.
Not 1: Bu arada salıncakta sallanıp bağırarak iğrenç sesimizle söylediğimiz şarkılar için önümüzden geçen herkesten özür dilerim :)).
Not 2: Tabi ki fotoğraf çekeceksiniz ama fotoğraf çekeceğim diye manzaranın tadını çıkartmayı unutmayın sakın!!
Yorumlar
Yorum Gönder