Polonyalıların köyü : Polonezköy

Merhabalarrrr 🙋 Yalnız çokkkk uzun zamandır yazmadığımı farkettim. Artık bir düzene sokmak lazım dimi sayfayı 😇 Neler yaptım bunca zamandır peki? İşe girdim, başladım haldır haldır çalışmaya. Tabi kendini geliştir, işe odaklan, özel hayat derken bazı şeyleri aksattım. Blog sayfam gibi 😔 Yalnız hayatımda iyi bir şey de oldu : Senelerdir hayal ettiğim gezip görme hayalimi gerçekleştirmeye başladım. İlk gittiğim yer ise Polonezköy. İstanbul'da yaşayınca illa gezmek için, orman havası almak için taaa öte berilere, şehir dışlarına gitmeye gerek yok aslında.  O kadar güzel yerler var ki gidip gezebileceğimiz ! Bunlardan biri de Polonezköy. Benim gibi özel aracınız yoksa ve ben nasıl gideceğim diye düşünüyorsanız  burası için bu düşünceyi kafanızdan atmanız gerekiyor baştan diyim 😎 Çünküüüü illa özel araç olmasına gerek yok Polonezköy'ün havasını solumak için, İETT ile de gidebiliyorsunuz 💚



Nasıl Ulaşacağım Ben Buraya?

Canım İETT sağolsun Polonezköy'e gitmek isteyenler için sadece haftasonu çalışan bir hat yapmış. Haftaiçi otobüsle gitmek isterseniz üzülerek söylüyorum maalesef 😭 Haftasonuna ayarladık kendimizi ya da bir anda karar verdik , peki nasıl gideceğiz derseniz ; Kadıköy'de sahildeki otobüs duraklarının oraya öncelikle gitmeniz gerekmekte. Otobüs tek bir tane var ve o da gün içinde çok az sefere sahip.  O yüzden kaçırmamaya dikkat edin. Bir de şöyle bir durum var : Otobüsün daimi bir kalkış durağı yok, kalkma saatine yakın durağa geliyor, yolcuları alıyor ve kalkıyor. Ek olarak otobüsün kalktığı durağı kime sorarsanız sorun kimse bilmiyor nerden kalktığını. Varsa da birkaç kişi vardır bilen 😞 Aşağıya Google Haritalar'dan kalktığı durağı koydum, yardımcı olur durağı bulmanız konusunda. Hee bu arada otobüsün adı : D1 . Unutmuşum demeyi 😇




Ben giderken 10:00 kalkışıyla gittim. Yaklaşık 55 dakika sürdü otobüsün kalkmasıyla Polonezköy'e ulaşmam. Dönerken de 16:00 kalkışıyla döndüm. Sıkıştırmadan her şeyi yapmama yetti bu süre. 

Peki Neler Yapabilirz Burada?

Polonezköy, küçük bir yer. Trekking hattı kolay seviyede, öyle yokuş, akarsu, şelale tarzı zorlayacak unsurlar yok. Trekking hattının sağ ve sol taraflarını çevrelemişler ormana geçilmemesi için. Yürüyüş yolunda yürürken Geyik- Karaca Üretme İstasyonu gibi doğal hayatı korumak için bazı alanlar oluşturulduğunu görüyorsunuz.  Bazı ağaçlarda da tahtadan aynı çizgi filmlerdeki gibi kuş yuvaları asılmış.  Girdiğiniz alandan düz yürüdüğünüzde farklı bir çıkıştan çıkılıyor yürüyüş parkurundan, böylece geldiğiniz yolu tekrar dönmemiş oluyorsunuz aynı şekilde.  Parkuru yaklaşık olarak 1-2 saat arasında bitirdim ben (fotoğraf, video çekmek, dinlenmek, keyif yapmak da dahil 😉 ). Ara ara oturmak için parklardaki banklardan koyulmuş ve çöp kutuları konuşlanmış. Elinizde, cebinizde, çantanızda biraz taşıyın gerekirse çöplerinizi ama lütfen yerlere, etrafa atmayın. Bu güzelim doğamızı mahvetmeyelim, korunmasında az da olsa faydamız dokunsun. Aman herkes atıyor da demeyelim, bir kişi bir kişidir. Böyle böyle sayımız artarak çoğunluk haline gelebiliriz 😉




Trekking hattı dışında Zofia Teyze'nin Hatıra Evi bulunmakta. Çok sayıda kafe, havuzlu konaklamalı yerler var. Ağaçtan oyulmuş heykeller de çok güzeldi . Bir de Polonezköy Hayvanat Bahçesi (Polonezköy Country Club ) var ilerilerde. Hayvanat Bahçesi'ne kadar yürüdüm (yürüyerek yaklaşık yarım saat sürüyor otobüsten indiğimiz yerden buraya ulaşmak ). Ancak giremedim, çünkü bence çokkk pahalıydı 😱 50-60 TL arasında giriş fiyatı vardı ve bu parayı vermeye değecek kadar çok canlı sayısı ve çeşidi yok. Genelde küçük çocuğu olan aileler midilliler için giriyordu gördüğüm kadarıyla.  Ama tabiki gelmişken gireyim göreyim diyorsanız dışardan içerisi güzel görünüyordu, girin bence 😊.







Hayvanat Bahçesi'ne yürürken daha çok ilerlemeden sağ tarafta Cam Sanatları Merkezi vardı. Burayı çokkk beğendim ben 💓.  Dışı da içi de bence çom güzeldi. Camdan yapılmış dışardaki havuzdaki taşlar, içerdeki süsler, biblolar, bileklikler vs. çok hoştu. Dışarısında nazar boncuklarından bir köşe yapılmış ayrıca. Herkes fotoğraf çektiriyor burada 😄. Kendimizde belli bir ücret vererek camdan bir şeyler yapabiliyoruz, ancak benim gittiğim gün atölye açık değildi. Bu nedenle yapılamıyordu, eğer tekrar gittiğimde açık olursa kesinlikle yapacağım 🙏.




Ne Yiyebiliriz?

O kadar çok kafe ve restoran var ki, seç beğen al. Türk olanlar da var Polonyalı olanlar da var. Her yerde Polonya'dan bir yazı, bir eser, bir şeyler görüyorsunuz. Bazı restoranlarda kafe gibi geçip oturamıyorsunuz sadece yemek yemek için girebiliyorsunuz bilginize 😉.  Restoranlardaki fiyatları bilemiyorum, ben otobüsten indiğimiz yerdeki büfe kafeterya tarzı bir yer vardı , orda yedim yemek ve oradaki fiyatlar da İstanbul'la normaldi. Ama tabi alışkın değilseniz bu fiyatlara yüksek gelebilir 😔.  Ben sadece gitmeden önce internette gördüğüm ama yiyemediğim şu Polonya tatlısı için üzülüyorum, çokk merak ederek gitmiştim. Artık bir daha ki sefere yiyecem diye kendimi avuturuyorum naparsınız 😅. 

Yani kıssadan hisse bir gün içinde rahatlıkla gezebileceğiniz, orman havası alıp dinlenebileceğiniz çok güzel bir ilçemiz olur kendileri. Atın kendinizi dışarıya, emin olun evden çıktıktan sonra üşengeçlik, tembellik kalmayacak. Doğayla başbaşa oldukça daha da canlanacaksınız. Polonyalılar da yaşasa daha çok, bizlerden de çok fazla şeyler göreceksiniz. Bu kadar kısa sürede, şehir değiştirmeden rahatlıkla ulaşabileceğiniz isterseniz otellerden herhangi birinde ya da çadırla kamp yaparak konaklayabileceğiniz ve sessizliğin keyfini sürebileceğiniz bir yer arayışında olanlara şiddetle tavsiye edilir efendim 👌. 

Şimdiden İyi Yolculuklarrr 👋. 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İstanbulluya En Yakın Tatil Cenneti : AĞVA

Benim Küçük Karadeniz'im : Bolu